Hayat Bu…

Hayat Bu…

Güney Afrika son yıllara kadar ilk çağların cehaletini yaşadı. Hz. Peygamber’in Veda Hutbesi’nde son verdiği insan ırk ve rengine dayalı ayrımcılık, Güney Afrika’da biteli daha 20 yıl olmadı. Siyah ırka eziyetin ve aşağılamanın vahşî bir şekilde uygulanması, Mandela’nın kurucusu olduğu Afrika Ulusal Kongresinin beyazlar için hayatı çekilmez bir noktaya getirmesiyle ortadan kalkma yoluna girdi. Bugünkü yazı Mayıs başında Güney Afrikanın üç şehrinde, Meclisin bulunduğu Cape Town, GA’nın ekonomik merkezi Johannesburg ve yönetim merkezi Pretoria’da geçirdiğim bir haftanın izlenimlerini aktaracaktı. . Ancak bir ameliyat sonrası tam da yazıyı teslim etmem gereken günlerde yatağa mahkûmiyetim buna mani teşkil etti. Tuttuğum notları, topladığım belgeleri, konuya dair okuduğum kitapları çalışma masamda bırakıp hastaneye yatmak zorunda kaldım.

İnsan hayatı ne kadar sürprizlerle dolu. Benimki hayırlı sürpriz. Türk Hava Yolları Önce Johannesburg’a sonra Cape Town’a iniyor. Yolculuk 12saati buluyor. Biraz Afrika haritasına hatırlayanlar, nehirleri ve çölleri yukardan teşhis edebiliyor. Benim için hayırlı sürpriz rahatsızlığımın bu uzak diyarlarda ortaya çıkmaması. Allah’ın bir hikmeti. Afrika’dan döndükten sonra İstanbul’da Hacettepe Üniversitesinin düzenlediği Çatışma Çözümleri başlıklı bir toplantıda da yatağa düşecek bir durum olmadı. Ama İstanbul toplantısının ikinci gününde ilk alametler belirdi. Bir Pazar günü İstanbul’dan döndüm. Pazartesi ateşim yükseldi. Salı günü çekilen MR acilen müdahaleye ihtiyaç var dedi. Salı akşamı ameliyat oldum. Bu yazıyı Perşembe gecesi mübarek Kandil duyguları altında hastane odasında yazıyorum. Beni Afrika’da yatağa düşürmeyen Rabbimin sürprizine teşekkür makamında olmamdan daha tabii ne olabilir…

Afrika’daki ırk ayrımını sona erdiren süreç çok ilginç noktalara sahip. 27 yıl hapis yatan Mandela’yı ırkçı rejim serbest bırakmak zorunda kaldı. Mandela, kısa süre sonra Devlet Başkanı oldu. Bu süreci anlatan çok sayıda kitap var. Ben size birini öneriyorum. Mandela’nın hedefi siyah beyaz düşmanlığına son vererek tek bir millet yaratmaktı. Bunun için bir Ragbi maçını fırsat bildi. Afrika’da Ragbi beyazların, futbol siyahların sporuydu. GA Ulusal Ragbi takımının dünya şampiyonluğu için Yeni Zelanda ile yapacağı maç etrafında anlatılan olaylar bir yerde Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığının ve çözüm sürecinin özeti gibi. Bu güzel kitap yeni sayılır: Düşmanla Oynamak, John Carlin, Ayrıntı Yayınları, 2011.

Bakarsınız haftaya daha farklı açılardan bir Afrika yazısı çıkar. Hastane odasında bugünlük bu kadar.

Join the discussion