Batıya Doğru Akan Nehir

Batıya Doğru Akan Nehir

Geçen haftaki yazıda Kâtip Çelebi Sergisini anlatırken “Batıya Doğru Akan Nehir” belgeselinden de söz etmiştik. O yazıda bu belgesel için ‘ayrı bir yazıyı hak ediyor’ diye bir ifade kullanmıştım. Bu bir hafta içinde Batıya Doğru Akan Nehir belgeselini biraz daha yakından inceledim. Belgeseli seyrettim ve bu güzel çalışmanın mimarı olan Prof. Dr. Bekir Karlığa ile Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Gürgen’in yaptığı uzun konuşmayı okudum. Kâtip Çelebi Sergisi öncesinde yaptığımız akşam sohbetinin hafızamdaki notlarını görünür kıldım. Gördüm ki geçen hafta kullandığım “Batıya Doğru Akan Nehir ayrı bir yazıyı hak ediyor” ifadesi belgeselin gücünü ve önemini vurgulamakta hafif kalmış.

Bu dönem TBMM’de Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyorum. Müzakerelerin tıkandığı bugünlerde AB’ye ilişkin söylemlerimizi nasıl anlamlı kılarız diye düşünüyoruz, çünkü AB bünyesinde ortaya konulan standartlardan ve AB Direktiflerinden söz etmek durumunda kalıyoruz. Diyoruz ki, bunlar medeniyetlerin ortak değerleridir, yüzyıllardan süzülerek ve damıtılarak ortaya çıkmıştır, o halde müzakerelerin ne durumda olduğuna bakmaksızın bu standartları yakalamak için çalışmalıyız. İşte bu söylemlerle Belgeselin ortaya koyduğu anlayışın aynı noktaları vurgulaması, AB konusundaki stratejimizin doğruluğunu göstermesi bakımından sevindiriciydi.

Bu güzel belgesel, aslında medeniyetlerin şimdiye kadar anlatılmamış hikâyesi. Hep batılıların elinde kalmış bu tür çalışmalar, şimdi çok yönlü bir bilim adamının, hem ilahiyat hem felsefe tahsili yapmış Prof. Dr. Bekir Karlığa’nın önderliğinde şu sorulara cevap arıyor: İnsanlık tarihinde tek bir medeniyet mi var? Medeniyetin büyük ırmağı hangi kaynaklardan besleniyor? Orta çağ karanlığı doğru bir kavram mı? Yeryüzündeki kültürel farklar insanoğlunu çatışmaya mı götürecek, yoksa evrensel barış medeniyetinin zenginliğini mi oluşturacak?

İşte doğudan ve batıdan yetkin uzmanlar, bu can yakıcı soruları nefis bir çekim ve görüntü eşliğinde tartışıyorlar. İnsanlık tarihinin bugüne kadar gölgede kalmış yanlarına ışık tutuyor bu Belgesel. Kutsal kişiliklerden öncü düşünce, bilim ve sanat adamlarına, ünlü yöneticilerden sıradan insanlara kadar medeniyetlerin temel figürlerini oluşturan karakterler seyircilere görüntüler eşliğinde bir düşünce şöleni sunuyor.

İlginç tespitler var belgeselde. Medeniyetlerin neşet ettiği yerlere ilişkin olanı mesela. Çin’de Sarı Nehir, Hindistan’da İndus ve Ganj, Mezopotamya’da Fırat ve Dicle, Mısırda Nil, Amerika’da Mississipi ve Amazon, Avrupa’da Tuna boyları birer medeniyet havzası. Batıya Doğru Akan Nehir, kıyısında yeni bir medeniyetin değil, yeni bir medeniyet bilincinin oluşması için akıyor. Karlığa’nın tarifi ne güzel: Medeniyet, en uzun hikâye ve durmadan akan en uzun nehir.

Medeniyetlerin çatışmaya değil barışa götürecek ortak yönlerini vurgulamasıyla da önemli bir noktaya işaret ediyor Belgesel. Bütün farklılıkları bir potada eritmek değil, bir havuzda toplamak ve sonra aynı nehrin yatağında birlikte akmalarını sağlamak… Bugünkü sorunlarımıza bakınca ne kadar çarpıcı bir tespit…

Dünya çapında 200’den fazla uzmanın katkısı olan bu Belgesel, 10 farklı ülkede çekilmiş. İki yıl hazırlık, iki yıl da çekimler için vakit harcanmış. Ünlü yönetmen ve yapımcı John Milius belgeselin gönüllü danışmanlığını yapmış. Ralph Salmi, Bettany Hughes, Prof. Dr. Haluk Gürgen, Doç. Dr. Savaş Arslan gibi isimlerin görev aldığı Belgeselin yapımcı firması Lion Tv.

Prof. Dr. Bekir Karlığa, en büyük desteği Başbakan Tayyip Erdoğan’dan gördüğünü söylüyor. Prof. Karlığa, Sayın Başbakana Medeniyetler İttifakı Projesinde de danışmanlık yapıyor.

Bu güzel ve anlamlı Belgesel, EXPO 2020 için İzmir’in elinde de çok dikkat çekici bir imkân. İzmir’de EXPO için çalışan herkes, başta Sayın Mahmut Özgener, bu Belgeseli izlemeli.

Join the discussion