Yerel seçim ama…

Yerel seçim ama…

İnternet üzerindeki düzenlemeleri çok tartıştık bugünlerde. Hafta başında Fatih projesi kapsamında 100 bin tablet bilgisayar dağıtıldı öğretmen ve öğrencilerimize. Peki, bunu niye gündeme taşıyan yok, bu güzel işten bahseden kaç kişi var Allah aşkına? Hedef, bu dağıtılanın yedi sekiz katı. On yıl önce 20 bin internet bağlantısı vardı, bugün 34 milyon… Bu kadar bilgisayarı dağıtan ve yayan anlayış internette niçin anlamsız tedbirler alsın? Kişisel hayatı gözler önüne seren kayıtların internette dolaşmasına kim razı olabilir? Çocuklarımızın değişen dünyayı daha iyi kavramaları için yeni yollar aramamız gerekirken bunlarla değil kavgayla uğraşmanın kime ne faydası var?

İnternet ve HSYK düzenlemeleri bizde yanlış bir anlayışın bir kere daha tezahürüne yol açtı. İdarenin her tasarrufunun yanlış olacağına dair bir gizli kanaat var. Oysa istikrarlı bir toplumda idareye güven esastır. Önemli olan idarenin her tasarrufunun yargıya açık olmasıdır. Eğer idare her tasarrufu için yargıdan onay almaya kalkarsa bu bizi jüristokrasi denilen yargı ağırlıklı bir yönetim anlayışına götürür. O zaman da demokrasiden eser kalmaz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül internet yasasını bu anlayış içinde değerlendirmiş ve kontrol ve denge prensibi dâhilinde bir orta yol bulunmasını sağlamıştır. İdarenin her tasarrufunu sansür olarak gören anlayışa göre ‘herkes kötü niyetlidir, iyiler istisnadır.’ Oysa ‘herkes iyi niyetlidir, kötüler istisnadır’ anlayışını yerleştirmek zorundayız.

Yerel seçimlere bu tartışmalar arasında gidiyoruz. Ben yaşadığımız bu günlerin uzun sürmeyeceği kanaatindeyim. Tarih boyunca milletimiz pek çok badire atlatmıştır. Yolsuzluk adı altındaki operasyon, Türkiye’nin, içerde ve dışarda itibarını sarsmak istemişse de bunda başarılı olamamıştır. Yurt dışından gelen sesleri yine de ciddiye alıp kaygıları gidermek için büyük bir gayrete ihtiyaç olduğu açıktır. Elbette Batı dünyasına 17 Aralık operasyonunun planlayıcılarını anlatmak daha doğrusu onların bunu hemen kavramasını ummak zordur. Fakat yine de olan bitenin demokrasiyi korumak adına yapıldığını anlatmak zorundayız.

Ak Parti’nin bu faaliyetlerle birlikte yürütmek zorunda olduğu yerel seçim yaklaşıyor. Karşı karşıya olduğu badireyi atlatması için, Ak Parti, yerel seçimde başarılı olmak zorundadır. Aksi takdirde kurulan tuzağa düşmüş olur. Ankara ve İstanbul’da kimin kazanacağından çok Ak Parti’nin kaybetmesini esas gaye olarak ortaya koyanlara en iyi cevap, Ak Parti’nin Binali Yıldırım’la İzmir’deki başarısı olacaktır.

Başbakan Tayyip Erdoğan bunların farkında elbette. Onun için de ilk defa bu yerel seçimde bir seçim beyannamesi ile çıkıyor seçmenin karşısına. Ankara Arena’daki toplantıda hem il, ilçe ve belde belediye başkan adaylarını tanıttı, hem de seçim beyannamesinin esaslarını açıkladı.

Toplantı için seçilen başlık “Büyük Medeniyet Yolunda… İnsan/ Demokrasi/ Şehir” şeklindeydi. Aslında bu başlıkta Ak Parti’nin yerel seçimlere bakışı özetlenmişti. Her şey insan için diyordu bu başlık. Her şeyin demokrasi içinde başarılacağına vurgu yapıyordu. Büyük medeniyet kurmak gibi bir idealimiz varsa bunun temelinde de şehirler olacağına ilişkin bir anlayış yatıyordu. Nitekim Başbakan Erdoğan da konuşmasında “medeniyet tasavvurumuza uygun şehirler inşa edeceğiz” diyerek bu noktalara ilişkin fikrini ortaya koymuş oldu. Burada bütün Ak Parti camiasına büyük bir sorumluluk düşüyor. Nasıl bir medeniyet tasavvuru… Bu, cevabı hayli zor olan bir mesele…

Yerel Seçim Beyannamesindeki şu başlıklar bütün adaylar için yol gösterici: Katılımcı belediyecilik, kültürel belediyecilik, sosyal belediyecilik, çevre dostu belediyecilik, hizmet belediyeciliği. Bunlar Ak Partili belediyelerin şimdiye kadar zaten uyguladığı prensiplerin derli toplu ifadesi aslında.

Arenadaki tanıtımda Uğur Işılak, Ak Parti’nin 30 Mart seçimleri için hazırlanan yeni şarkısını seslendirmeden önce yaptığı konuşmada “biz Uzun Adam’ı çok sevdik” dedi. Sonra da şarkıyı okudu. Şarkının sözlerinde Uzun Adam’ın niye çok sevildiğine dair mısralar da vardı: “Gücünü milletten alan” ve “Gariplere yoldaş olan” gibi.

Bu güzel şarkı internette sizi bekliyor…

 

 

 

 

 

 

Join the discussion